Latin Amerika’da yirminci yüzyılın sonuna kadar neredeyse hiçbir Türk şirketi yoktu.
Bugün ise başta otomativ, madencilik ve taşımacılık sektörlerinde olmak üzere yirmiden fazla şirket bölgede faaliyet gösteriyor.
Son olarak Orta Amerika ülkesi El Salvador, “tarihindeki en büyük özel yatırım” için bir Türk şirketiyle anlaştığını duyurdu.
El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, 12 Ağustos’ta X’te ülkesinin Yıldırım Holding’e bağlı Yılport şirketi ile 1,6 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladığını açıkladı.
Anlaşma kapsamında Yılport, ülkenin Pasifik Okyanusu’ndaki Acajutla ve La Union liman şehirlerine yatırım yapacak ve bu limanları 50 yıl boyunca işletecek.
Bu yatırımın, Çin’in bölgede 40 liman işlettiği ve yaygın ekonomik varlık gösterdiği bir dönemde geldi.
Peki Türk şirketleri bölgede kendine nasıl alan açtı?
Latin Amerika’daki Türk şirketleri
İlk kez doksanların sonunda Sabancı Holding’e bağlı kauçuk, halat ve naylon üreticisi Kordsa, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te bir üretim tesisi açtı.
Arjantin’deki La Plata Ulusal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün 2023’te yayımladığı bir rapora göre Türk şirketleri günümüzde Latin Amerika’da başta otomativ, madencilik ve taşımacılık sektörlerinde olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteriyor.
BBC’ye konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Latin Amerika İş Konseyleri Direktörü Serpil Ata, Yıldırım Holding’in “bölgedeki en büyük Türk yatırımcı” olduğunu söylüyor.
Yıldırım Holding İcra Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, DEİK’in Türkiye-Latin Amerika ve Karayipler İş Konseyleri Koordinatör Başkanlığı görevini de yürütüyor.
Yıldırım Holding dışında Global Ports Holding adlı Türk şirketi de Karayipler’de beş liman işletiyor.
Fındık üreticisi Balsu Gıda, Ocak’ta Şili’de bir tesis inşa etmeye başlayacağını duyurdu.
2022’den beri Brezilya’da faaliyet gösteren Türk enerji şirketi Karpowership de Mayıs’ta Brezilya’nın devlet enerji şirketi Petrobras ile doğal gaz alanında iş birliği yapmak için anlaşma imzaladı.
Arjantin’de 2014’te faaliyetlerini durduran Kordsa, Brezilya’nın en iyi iş verenleri arasında sayılıyor.
Türkiye’nin bölgedeki yatırımları ağırlıklı olarak özel şirketlerden gelse de kamu şirketleri de bölgedeki ayak izini artırıyor.
Türk savunma devi ASELSAN, Nisan’da Latin Amerika’daki ilk ofisini Şili’de açtı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ve Arjantin merkezli INVAP, Ankara’da kurulan ortak iştirakleri GSATCOM Uzay Teknolojileri bünyesinde uydu yapımı alanında iş birliği yapıyor.
Ticaret hacmi 14 kat arttı
Dışişleri Bakanlığı’na göre Türkiye-Latin Amerika ticaret hacmi 2002-2023 yılları arasında .
2002’de 950 milyon dolar olan karşılıklı ticaret hacmi, 2023’te 13,9 milyar dolara ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ticaret hacminde Haziran ayında önceki yıla kıyasla neredeyse yüzde 30’luk artış kaydedildi.
Yılın ilk yarısında 7,7 milyar doları aşan ticaretin yüzde 62’sini Türkiye’nin bölgeden ithalatı, kalan yüzde 38’ini ise bölgeye ihracatı oluşturdu.
Serpil Ata, Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler ülkeleriyle 3,36 milyar dolarlık ticaret açığı bulunduğunu hatırlatıyor.
“Bu açığın 3,3 milyar dolarlık kısmını Brezilya oluştururken, 632.4 milyon dolar ile Kolombiya ve 566.4 milyon dolar ile de Arjantin takip ediyor. Türkiye’nin en çok ihracat fazlası verdiği ülke ise 367.5 milyon dolar ile Panama.”
‘Ticari diplomasi’
Serpil Ata’ya göre Türkiye ve Latin Amerika arasındaki bağlar “ticari diplomasi” aracılığıyla kuvvetlendi.
2000’lerin başında bölgede altı diplomatik temsilciliği bulunan Ankara, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında bu sayıyı üçe katladı.
Şu anda Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler’de 18 büyükelçiliği ve Brezilya’da bir başkonsolosluğu var.
Ankara’daysa bölgeden 17 ülkenin büyükelçiliği bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2015, 2016, 2018 yıllarında bölgede çeşitli ülkeleri ziyaret etti, pekçok lideri de Ankara’da ağırladı.
DEİK, Latin Amerika’da 11 ülke bazlı ve bir bölgesel iş konseyi ile faaliyet gösteriyor.
Ata’ya göre Türkiye ve bölge arasındaki ilişkilerin derinleşmesinde önemli başka bir faktör de Türk Hava Yolları (THY).
THY’nin halihazırda Meksika, Brezilya, Küba, Kolombiya, Panama ve Venezuela’ya direkt uçuşları bulunuyor.
Ata, bu hatlara Aralık 2024’te Şili’nin de eklenmesinin planlandığını ifade ediyor.
Ankara, bölgedeki farklı kuruluş ve örgütlere katılımı ile de dikkat çekiyor.
Türkiye, 1998’den bu yana Amerikan Devletleri Örgütü’nde gözlemci, 2017’den bu yana ise Birleşmiş Milletler’in (BM) Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu’na (ECLAC) üye.
Ankara ayrıca Orta Amerika Entegrasyon Sistemi (SICA), Karayip Devletleri Birliği (AEC) ve Güney Ortak Pazarı’nda (MERCOSUR) da gözlemci statüsünde.
Yeditepe ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Ebru İlter Akarçay, Türkiye’nin bu girişimlerini BBC’ye şöyle değerlendirdi:
“Serbest piyasa ekonomilerinin oluşturduğu birliklerden devletçi ekonomileri bir araya getiren örgütlenmelere kadar, kimilerinde gözlemci üye sıfatıyla, Türkiye iş birliği ve bütünleşme çabalarına dahil oluyor.”
Ortak bakış açısı ‘itici güç’
Ebru İlter Akarçay’a göre Türkiye-Latin Amerika ilişkilerinin derinleşmesinde iki tarafın izlediği dış politika önemli rol oynuyor.
Akarçay, “Çok kutuplu bir dünya arayışı ve ortakların çeşitlendirilmesine yönelik gayretler, [Türkiye için olduğu gibi] Latin Amerika yönetimleri için de giderek daha büyük önem taşıyor” diyor.
” Dünya ekonomi ve siyasetinin işleyişine yönelik 1970’li yıllardan bu yana şüpheci ve muhalif tutumlar takınan Latin Amerika, 21. yüzyılda da Batılı hükümetler ile onların ayakta tuttukları uluslararası rejim ve örgütlenmelere dair mesafeli ve eleştirel bir yaklaşım sergiliyor.”
Akarçay, Türkiye’nin de benzer bir tutum sergilediği ve taraflar arasındaki bu örtüşmenin ilişkiler bakımından “itici bir güç” olduğu yorumunu yapıyor.
TRT’nin İspanyolca servisi için geçtiğimiz aylarda bir yazı kaleme alan Latin Amerika Çalışmaları uzmanı Melike Hocaoğlu da Türkiye’nin “1.3 milyar kişilik ve 28 trilyon dolarlık Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya pazarlarına da açılan bir kapı olduğu” yorumunu yapmıştı.
Hocaoğlu Latin Amerika’nın da “yaklaşık 5.5 trilyon dolarlık gayri safi yurtiçi hasıla ve 700 milyonu aşkın nüfusuyla” Türkiye için “zengin kaynakları, stratejik iş ortaklıkları ve büyüme potansiyeli” açısından büyük önemi olduğunu vurgulamıştı.
Hocaoğlu yazısında “Latin Amerika Türkiye’nin hammadde ihtiyacını karşılayabilir ve karşılığında Türkiye’nin endüstriyel teknoloji ürünleri ihracatından yararlanabilir” yorumunu yapmıştı.
Yakınlaşmanın sınırları neler?
Türkiye’nin Latin Amerika ile ticari ve diplomatik ilişkileri, stratejik öneme sahip diğer bölgelere kıyasla oldukça kısıtlı.
Örneğin TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Asya ülkeleri ile ticaret hacmi 2023’te 110 milyar dolara dayandı.
Bu, Latin Amerika ile toplam ticaretin neredeyse sekiz katı.
Aynı şekilde Afrika ile ticaret de 2023’te 31.7 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu sayı, 2022’de neredeyse 41 milyar dolar ile zirve yapmıştı.
Latin Amerika’nın Türkiye’nin direkt yatırımlarındaki payı da şimdilik düşük.
Ticaret Bakanlığı’nın Haziran ayında paylaştığı bir rapora göre, Türkiye’nin bölgedeki direkt yatırımları yaklaşık 809 milyon dolar.
Bu, Türkiye’nin toplam yatırımlarının yüzde 1,39’una denk geliyor.
Latin Amerika açısından bakıldığında da Türkiye ile ticari ilişkiler diğer ortaklara göre kısıtlı.
Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası’na (IDB) göre bölge ülkeleri, 2022’de en büyük ticaret ortakları olan ABD ile yaklaşık 1,5 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet ticareti yaptı.
ECLAC’a göre bölgenin ikinci en büyük ticaret ortağı Çin ile ticaret hacmi ise 500 milyar dolara dayandı.
Latin Amerika ve Karayapiler Kalkınma Bankası’na (CAF) göre bölgenin Avrupa Birliği (AB) ile ticareti bu yıl 320 milyar dolar olarak kayda geçti.
Serpil Ata, Latin Amerika ile ticaretin “arzu edilen düzeyde olmadığı” yorumunu yaparken ilişkilerin geliştirilmesi önündeki zorluklara dikkat çekiyor.
Ata, bu zorlukların arasında “kültürel farklılıklar, dil bariyerleri, zaman farkı, uzak mesafeler, iş insanları arasında etkin iletişimi ve iş yapma süreçlerindeki farklılıklar” olduğunu söylüyor.
Ata ayrıca bazı ülkelerdeki “politik ya da ekonomik belirsizlikler” ve “yerel mevzuat ve düzenlemelerdeki değişiklikler” yüzünden de karşılıklı ticaretin istenilen seviyeye ulaşmadığını ifade ediyor.
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024SPOR
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024